Ana içeriğe atla

SAYHA - İLKER SONER


Rüyaları ırmaktan uzak bir yerde,
Sokağın ortasında boğulan bir kadın;
Mahkûm olmuştu ânın raksına,
Hafif kıvırdığı beli ve inceden çıkık kalçasıyla.

Sokağa yenik düşmüş kaderiyle,
Onlarca çocuk adam ve kadın.
Hepsi birer figüran edasıyla,
Bu basit ve olmazsa olmaz rolün.
En içten icrasıyla, o kadına ve bana
Hatırlattılar hayatta olduğumuzu.

Belki de sırf bu sebepten;
Bir insan için,
Koskocaman bir medeniyeti silebilirdim tarihten.

Bir sigara yaktım.
Odasına girdi kadın.
Tanrı ise sigara içmez.
Odasını görür, rüyasını bilir kadının.

Beni de...
Üflemeseydi boğulacağını bildiğimi de
Ve beni boğan nefesi de
Bilir Tanrı.


Yorumlar

Yorum Gönder

Bu blogdaki popüler yayınlar

RASİM ÖZDENÖREN DENEMELERİNİN GENÇ OKURA ETKİSİ ÜZERİNE-ASIM GÜLTEKİN

Rasim Özdenören’in kitaplarıyla ilk karşılaştığımda (1991) 16 yaşındaydım. Denemeleriyle karşılaştım ilk önce,  Müslümanca Yaşamak’ ı ya da  Kafa Karıştıran Kelimeler ’i okumuştum evvela. Ve ardından diğerleri... Zihnimde muhteşem bir etki yapmıştı Özdenören’in yaklaşımı. O deve-iğne misalini hâlâ unutmamışımdır. Allah’ın her şeye kâdir oluşunun gündelik hayata yansıyış şekli üzerinde anlaşamayan iki adam vardır misalde. Biri “Allah deveyi iğnenin deliğinden bile geçirir. Bunu iğne deliğini büyülterek yapar.” derken öbürü; “Elbette Allah her şeye kâdirdir, ama bu işi deveyi küçülterek yapar.” demektedir. Rasim Özdenören ise bu iki yaklaşımdaki tehlikeye dikkat çekerek iki yaklaşımda da insanın kendini merkeze almaya, kendini tanrılaştırmaya çalışmasından izler bulunduğunu söylemektedir. Onu okumakla bir şeyi fark etmiştim. Modern çağda yaşayan bir Müslümanın kendisini kuşatan kirli modern düşünüş tarzlarını fark etmesi son derece zorlaşmıştır ve çoğunluğun düştüğü bu d...