Ana içeriğe atla

GÖNÜL BOHÇASI


Arkadaşlar merhaba. Mutluluğun tarif edemeyeceği bir duyguyu sizlerle paylaşmak istedim ve ilk olarak bloğumuza katkı sunanların emeklerini değerlendirerek onlara sonsuz teşekkürlerimi sunarım. Son günlerde bloğumuza yapmış olduğunuz yoğun ilgi ve okunma oranlarının artmasından dolayı da sizlere çok teşekkür ederim. Aynı zamanda yine son haftalarda blog ile daha çok kişi etkileşime geçiyor ve gün geçtikçe blog yazılarının okunma sayısı da artış gösteriyor. Bu durum bizim için, değer verdiğinizi göstermesi açısından oldukça güzel bir durum. 

Tenâkuz blog yazarlarımızın kavramlara her yönden bakması, anlamlandırma çalışmalarını yapması ve özellikle de edebiyata yeni bir bakışı sunabilme çabası, sizlerin geri dönüşlerinin bizlere gerekli desteği sunması yönüyle önemli bir süreci yakaladı. Bu yönüyle bizlere daha çok dönüş yapmak ve çalışmaların sıklıklarını da iyileştirici ya da geliştirici bir yönde ulaştırma durumları açısından 'tenakuzlar@gmail.com' hesabı ile iletişime geçmeniz ya da sosyal medya hesapları ile iletişim kurmanız bizler için oldukça önemli. Siz okuyucularımıza daha etkin ve kapsamlı bir okuma sunmak için çok çabalıyoruz. Bu yönde tekrardan teşekkür ediyor ve Nuri Pakdil'in, "kalem benim kale'm" ifadesi ile "Gönül Bohçası" konuşmamızı sonlandırıyorum. Sağlıcakla ve esenle kalın...

TENÂKUZ Genel Yayın Yönetmeni




Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

RASİM ÖZDENÖREN DENEMELERİNİN GENÇ OKURA ETKİSİ ÜZERİNE-ASIM GÜLTEKİN

Rasim Özdenören’in kitaplarıyla ilk karşılaştığımda (1991) 16 yaşındaydım. Denemeleriyle karşılaştım ilk önce,  Müslümanca Yaşamak’ ı ya da  Kafa Karıştıran Kelimeler ’i okumuştum evvela. Ve ardından diğerleri... Zihnimde muhteşem bir etki yapmıştı Özdenören’in yaklaşımı. O deve-iğne misalini hâlâ unutmamışımdır. Allah’ın her şeye kâdir oluşunun gündelik hayata yansıyış şekli üzerinde anlaşamayan iki adam vardır misalde. Biri “Allah deveyi iğnenin deliğinden bile geçirir. Bunu iğne deliğini büyülterek yapar.” derken öbürü; “Elbette Allah her şeye kâdirdir, ama bu işi deveyi küçülterek yapar.” demektedir. Rasim Özdenören ise bu iki yaklaşımdaki tehlikeye dikkat çekerek iki yaklaşımda da insanın kendini merkeze almaya, kendini tanrılaştırmaya çalışmasından izler bulunduğunu söylemektedir. Onu okumakla bir şeyi fark etmiştim. Modern çağda yaşayan bir Müslümanın kendisini kuşatan kirli modern düşünüş tarzlarını fark etmesi son derece zorlaşmıştır ve çoğunluğun düştüğü bu d...