Ana içeriğe atla

DİL-SİTAN! - İLKER SONER


Türkü türkü tutulmuşsun semada.
Fersah fersah ötelerden gönlün düğü.
Ahu gözlerin aksine vurulurken ben,
Dil-Sitan! Sen ne ürkek bir ceylansın?

Bülbül ki kâm eyler gül yüzüne.
Dağlanır da gurbet, vuslat bilmez ruhun ötüşü.
Kırpılır gözlerin, kaybolur gülşen-i alem
Dil-Sitan! Sen ne sihirli bir avcısın?

Tohum tohum yeşermişsin içimde.
Nota nota saçların, tutmaz örgü
Alemlere açılır gözlerin, çözülür gaip her dem.
Dil-Sitan! Sen ne esrarlı bir akşamsın?

Şair ki kem bakar senden yoksun her şiire.
Coşar da yürek, dil dönmez ifadeye bir gülüşü.
Mahmur gözlerin, mest-i harap ederken
Dil-Sitan! Sen ne sakıncasız bir şarapsın?

Yorumlar

Yorum Gönder

Bu blogdaki popüler yayınlar

RASİM ÖZDENÖREN DENEMELERİNİN GENÇ OKURA ETKİSİ ÜZERİNE-ASIM GÜLTEKİN

Rasim Özdenören’in kitaplarıyla ilk karşılaştığımda (1991) 16 yaşındaydım. Denemeleriyle karşılaştım ilk önce,  Müslümanca Yaşamak’ ı ya da  Kafa Karıştıran Kelimeler ’i okumuştum evvela. Ve ardından diğerleri... Zihnimde muhteşem bir etki yapmıştı Özdenören’in yaklaşımı. O deve-iğne misalini hâlâ unutmamışımdır. Allah’ın her şeye kâdir oluşunun gündelik hayata yansıyış şekli üzerinde anlaşamayan iki adam vardır misalde. Biri “Allah deveyi iğnenin deliğinden bile geçirir. Bunu iğne deliğini büyülterek yapar.” derken öbürü; “Elbette Allah her şeye kâdirdir, ama bu işi deveyi küçülterek yapar.” demektedir. Rasim Özdenören ise bu iki yaklaşımdaki tehlikeye dikkat çekerek iki yaklaşımda da insanın kendini merkeze almaya, kendini tanrılaştırmaya çalışmasından izler bulunduğunu söylemektedir. Onu okumakla bir şeyi fark etmiştim. Modern çağda yaşayan bir Müslümanın kendisini kuşatan kirli modern düşünüş tarzlarını fark etmesi son derece zorlaşmıştır ve çoğunluğun düştüğü bu d...