Ana içeriğe atla

BİSMİLLAH… - YAĞMUR HİCAP


Ve ben en çok senin için ağladım küçüğüm. 
Senin için çektim cümleleri ciğerimden. 
Kentin hıçkırıklarını büyüttüm sinemde. 
Onardım yalnızlığımı Ebu Zer gibi. 
Onardım, 
Ötelerdeki nefesi sana duyurur gibi. 
Büyüttüm hüznümü cismin ötesini görebilmek için. 
Büyüttüm, 
Eşyanın ruhuna dokunur gibi. 
Birr’in yadına düşürülmesi için, 
Dilendim kelimeleri mavinin derinliğini anlatabilmek için. 
Senin için ey! 

Ve ben hangi çocuğun gözyaşına dokumdumsa, 
Hep aynı rengi gördüm. 
Taşların dillerini çözdüm bir gecenin ayazında. 
Kentin karanlığını gördüm, 
Ve abandım tılsımına hakikatin. 
Abandım, 
Göz yaşlarımı yıkamak için. 
Hayata dokundum bir pencere kenarında. 
Büyüttüm mukaddes ateşimi bir güneşin doğusunda. 
Bir kimsesiz derviş edasıyla adımladım hep sokakları. 
Senin için küçüğüm, ben, hep sadakalarımı süsledim. 
Gecenin selalarında,
Secdeler büyüttüm bağrımda. 
Muştular dilendim gönlümün dergâhında. 
Senin için ey! 

Bize bir Amentü ferahlığı, 
Bize bir Hızır yolculuğu gerektir bizlere dostlarım. 
Kuşların dillerini çözebilmek için. 

Ve bir diriliş gerekti bizlere, 
Bir çocuğun incinmişliğiyle bakabilmek için dünyaya... 
                                                                  
Şükür ey!

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

SEBEP - İLKER SONER

Öncesi olmadı yokun Sen bir yokluk kavurdun Üfledin çıkan dumana Dağıldı kokusu dünyamızda. Nedir bu his alaca Nefesin mi Yoksa Yok mu  Kalır burnumuzda. Şimdi Ne sebeptir  Ne sebep olamaz İntiharımıza...  

HAKİKATLERİN ACI EŞİĞİ - İLTÜZER OKAN

Hayatımızda doğruluk adı altında yaşadığımız her ne varsa, tamamının sınırında durulan bir nokta vardır: Hakikat... Çok basittir ama çoğu zaman basit diye dikkate alınmayan bu hassas nokta, ‘acı eşiğinin’ zorlandığı an onunla yüzleşmek zorunda kalınır. Bu yüzleşme kimi zaman hakikatin kendisiyledir, kimi zaman ise sadece acısıyladır. Reis Bey (Hâkim)... Hakikatin hem kendisiyle hem de acısıyla yüzleşen adam. Duruşma esnasında kullandığı “ Suç her zaman edebiyata muhtaçtır. Siz kupkuru hakikate cevap veriniz! ” cümlesi, onun hayata bakışının, kendi gözünde doğru olduğuna inandığı gerçeklerinin bir ifadesini verir. Fakat her gerçek doğru mudur? Bu soruyu kendi elleriyle yazdığı mahkeme defteri yanıtlar: Hakikati biliyor, fakat hakikatle çelişse bile kendi doğrusunu uyguluyordu. Yargıladığı bir genci suçlu olduğuna inanmadığı halde idama mahkûm etmişti. Kendince doğru olanı yapmıştı ve bunu “ Mahkum ettiğim o değil, mücerret fiildir... Varsın, bir kötünün bürünmesi ihtimali olan masu