Bir kez daha yürüsem ömrümün o ilk neşvesine diyorum.
O gecenin rengine bir kez daha dokunsam.
Yıldızlar dökülse kâğıdıma bir de,
Her biriyle sırlarımı paylaştığım.
Toplasam ömrümün yamaçlarından kırağıları.
Ve biriktirsem hüzünlerimi,
Nergis kokulu oymalı bir sandıkta da,
Tılsımına abansam.
Yaksam tüm sitemlerimi bir gecenin ayazında.
Bana sadece kelimelerim kalsa,
Bir de ağıtlarım,
Kentin üzerine yaktığım.
Ben şimdi,
Çiçeklerin zarafetine dalarak geçmeye çalışıyorum ötelere.
Zira kelimelerimi kaybettim bir iç yangınında.
Ben,
Hayat kadar diri,
Ölüm kadar gerçektim oysa.
Nerede yitirdim düşlerimi?
Hangi zamanın kıyısına vurdu benliğim?
Hangi bad-ı sabanın soluğunu kaçırdım ben?
Yine açılsın pencerelerim,
Hayata salıncaklar kurduğum.
Kurulsun otağıma,
Mavilerden çaldığım umutlar.
Söylesin dertli şair, yanık kokulu mısralarını.
Ben,
Bugünün sancısı,
Dünün hasretiyim.
Baştan ayağa bir serzenişten ibaretim...
Yorumlar
Yorum Gönder