Ana içeriğe atla

SIĞDIĞIN ADA, SIĞINDIĞIN ADAM - MERVECAN ORAK


Hayat: Çocukluğun özlemle anılan, sıcacık yuvada karmaşıklığı tanımlamaya çalışılan, geçmişi barındırır.
Mısralara dizilmiş bir bir anılarını gizler. Her ne kadar masumiyet taşısa da birçoğunun yüreğindeki dorukları keşfedemez.
Özlem’in nasihatine kulak verir ama kendi bildiğini okur.
Ben öyleydim. Kendimi bildim bileli kulağımı kapattım Özlem’in nasihatlerine.
Kurulu sofraya karışan Özlem, bir bir sıralanan Sevgi, pek de dikiş tutmadı şimdilerde.
Sığdığım ada, sığındığım adam babam..

Buluşlarımızın arasına, bu ikilemli aşkı anlatamadım. 
Birbirine çok benzeyen, zor karakterleri çağrıştıran bu düzeni sağlayamamak güç oldu duraklarımıza.  
İki ayrı dünyanın bir dengesiydik biz.
Çok sevdik, çok sarıldık rüyalarda;  
Ben en çok sana, kitapların arasında sığındım.
Sen en çok uykularımda okşadın başımı,
Nasihatlerini sıraladın göz kapaklarıma,
Sevgin, gücün gözlerinin yeşilliğiyle sardı sarmaladı beni.
Sen maviydin, ben ise gökyüzü.
Birbirinden ayrılamaz, birbirine sarılamaz, birbirine kenetlenmiş sancılı renklerdik biz.
Sen ışığın, ben ise karanlığın aydınlık yüzü,
Yolu gösteremedik, karanlığının kara kedisiydim ben, çok gezindim odalarında görmedin,

Sert karasal iklimle çağrışıyor bizim hikâyemiz.
Yağmuru kabul eder, soğuğu savururuz iklimin arasında.
Sıcacık yuvanın meltem rüzgârlarıyız.
Gece karalara, gündüz denizlere zulüm ettik;
Barındırdığımız geçmişte bir bir sıralandı talih,
İçimizden geçti çelimsiz tarih,
En çok biz anladık birbirimizi,
Tufan arasında en çok biz dinledik.
Gücümüzü birbirimizden aldık,
Ama en çok da biz kaçtık.
Şimdi bir limanın iki tarafında sandal kurulu;
baş kösesinde sen,
sığdığım ada sen,
sığındığım adam sen...

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

RASİM ÖZDENÖREN DENEMELERİNİN GENÇ OKURA ETKİSİ ÜZERİNE-ASIM GÜLTEKİN

Rasim Özdenören’in kitaplarıyla ilk karşılaştığımda (1991) 16 yaşındaydım. Denemeleriyle karşılaştım ilk önce,  Müslümanca Yaşamak’ ı ya da  Kafa Karıştıran Kelimeler ’i okumuştum evvela. Ve ardından diğerleri... Zihnimde muhteşem bir etki yapmıştı Özdenören’in yaklaşımı. O deve-iğne misalini hâlâ unutmamışımdır. Allah’ın her şeye kâdir oluşunun gündelik hayata yansıyış şekli üzerinde anlaşamayan iki adam vardır misalde. Biri “Allah deveyi iğnenin deliğinden bile geçirir. Bunu iğne deliğini büyülterek yapar.” derken öbürü; “Elbette Allah her şeye kâdirdir, ama bu işi deveyi küçülterek yapar.” demektedir. Rasim Özdenören ise bu iki yaklaşımdaki tehlikeye dikkat çekerek iki yaklaşımda da insanın kendini merkeze almaya, kendini tanrılaştırmaya çalışmasından izler bulunduğunu söylemektedir. Onu okumakla bir şeyi fark etmiştim. Modern çağda yaşayan bir Müslümanın kendisini kuşatan kirli modern düşünüş tarzlarını fark etmesi son derece zorlaşmıştır ve çoğunluğun düştüğü bu d...