Ana içeriğe atla

BAKSAM DA BAKMASAM DA - İLKER SONER


Biliyorum,
Bundan böyle yerim olmayacak senin yurdunda
Ve ahlak bekçilerini uyandıramayacağız beraber.
Otostop çekip,
Gülemeyeceğim kapitalizmin kötü esprilerine
Yine bilmeyecek ağladığımı kimse
Başın göğsümde.

Bir hayır vardır söylenecek,
Olmamalıydı zaten.
Yalancıydı diye teselliler dökecek,
Süslü pejmürde bir kadın.
Bir diğeri yazdığım her şiiri,
Kendi üzerine çekmeye devam edecek.
Ta ki, zaman asıl yüzümü
Sessiz sevene gösterecek.
Benimle yaşamadan beni sevmek
Gönlüne kerece ukde düşürecek.

Her zaman olduğu gibi
Kendime dair
Onlara anlatmaya çalıştığım her şey
Bir esrar sanrısında
Daha ontolojik gelecek
Ve biri çıkıp yine;
“Buraya nereden geldik”
Diyecek.

Tanrı buradan söylesin sana
Kandırmıyorum değil mi?
Kandırıyorsam eğer seni
İnan hayat bizi kandırdığı için,
Öyle güzel kanıyorum ki
Öyle güzel
Gülünce, yakıyorsun içimi.
Yakıyorsun da 
Atamıyorum
İçimdeki yokluğun küllerini.

Sevgilim,
Delireceğim.
Bir insan,
Bir insana
Para verecek şimdi.




Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

ADRESİNİ BULAMAMIŞ YOLCULAR: MEKTUPLAR - MÜZDELİFE YILMAZ

Mektuplar; adresini bulamamış yolcuları, her satırı adresine ulaşamamış yolculukları ‘kelimeleri’ ile taşır. Gönderenin belli olmadığı, alıcısının belirtilmediği ve adresinin bilinmediği hikâyeleri yansıtır. Gönderenin kimi zaman şikâr kimi zaman aşikâr olduğu, bir türlü adresini bulamayan yolculukların yolcuları... Mektuplar... Ah mektuplar... Tez ulaşan kara haberler, fakat bir türlü ulaşılamayan vuslat haberler yığınıdır. Ahh siz mektuplar: Yazdıkça ilmek ilmek dokunan parmakların nakışları, okudukça kalbe çuvaldızı batıran kara kara kelimeler ve okudukça kuşların sevincini konduran, baharın coşkusunu, kır çiçeklerini umut ezgilerini söyleyen kelimeler yığını... Kalbin kalemle dile geldiği sırlar, gözlerin satırlara akıttığı hasretin gözyaşları... Cephede aylardır ana hasreti çeken Mehmetlerin, ekmek parası diye gittiği yeri kendine yurt edinse de kendi vatanının hasretini çeken Ahmetlerin, yetim bir Zehra’nın, yüzünü dahi hatırlamadığı ve huzurevlerine terkedilmiş Ayşe, Fatma, H...

ESER İNCELEMESİ: HALİDE EDİP ADIVAR / ÇARESAZ - MÜZDELİFE YILMAZ

KONU “İMAM NİKÂH VE RESMİ NİKÂH”  Çaresaz, Milli Mücadele’nin önemli isimlerinden ve edebiyatçılarından Halide Edip Adıvar eseridir. Türkiye çağdaşlaşma sürecinin 1961’li yıllarında ele alınır. Adıvar, İstanbul hayatında yaşananları kısa roman şeklinde sunar. Herkesin bildiği gibi Adıvar, Milli Mücadele dönemi kahramanı ve yazarıdır. Ama bu eserde, kendi kabuğunda kavrulduğu İstanbul hayatı görülür.   Eserin İçeriği; Romanın   başkahramanı   olan Mediha; daha küçük yaşta iken annesini kaybeder ve 5-6 yaşlarına kadar evin hizmetçisi tarafından büyütülür. Babası, Sultan II. Abdülhamid’in kilercibaşı kadrosundan Selim Bey’dir ve Sultan’ın tahttan indirilmesiyle görevinden ihraç edilir. Eşini ve işini kaybeden Selim Bey -kendi sonunu hazırlayacak- içkiye başlar. Mediha işe yakın komşuları olan Nikolakiler’in de yardımıyla bir süre sonra yatağa düşen ve vefat edecek olan babasına bakar. Anneden sonra baba ölümüne de şahit olan Mediha, çok çalışır ve Üsküdar Ko...