Ana içeriğe atla

KİBRİT MEVSİMİ, BAHAR ÇİÇEĞİ - SAMİ MERCİMEK


Sokakların insanı bir kenara,
Söyle şimdi sen,
Hangi çığırtkan kuşun,
Zümrüdi kanadında,
Göğün aydınlık fenerinden,
Hangi ışığı koparmak istersin?

Söyle şimdi sen,
Şimdi ve şimdi kadar sade,
Hangi yaprakta,
Hangi koza karanlığında,
Tabutunu yarmak istersin?
Yutamayacağı kabusları vardır zamanın,
Gül ve diken barındıran,
Söyle işte şimdi sen,
Kimin kılığına büründüysen,
Kavruk yüzünü gösterince zaman,
Kim olarak ölmek istersin?

Demirden oraklarla biçer sesler,
Bil bu kibrit mevsimini,
Yan ve sön,
Güneş gibi,
Doğ ve dön,
Metal zemberekli bir labirent doğa,
Zaman ve insan duymaz bu mevsimi,
Duysa da anlamaz,
Bu bahar çiçeğini,
O yüzden,
Söyle hemen şimdi sen,
Hangi bedende,
Hangi gönülde yanmayı dilersin?

Sokakların insanını,
Bırak bir kenara....


Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

İSİMSİZ DURAK: SAMAN ÇÖPLERİ - MÜZDELİFE YILMAZ

Kaç kişi bilir  Saman Çöpleri ’nin hikâyesini? Kaç kişi okumuştur, dinlemiştir ya da duymuştur? Sesler hafızamızda bir süre sonra unutulur belki, ama anlatılanların unutulması zaman alabilir. Bende ne zaman ve nerede dinlediğimi hatırlayamadığım bu hikâyeyi -belki bir bakış açısıdır kestiremedim- sizlerle paylaşacağım; “Harmanda arpa, buğday, çavdar biçilmiş, mal sahibinin ihtiyacı olan sap/saman toplanmış ve geriye artık çöp diyebileceğimiz samanlar kalmıştır: Saman Çöpleri. Harmandan geriye kalan Saman Çöpleri’nin her biri bir yaz gününün hafif esen ılık rüzgârında oradan oraya savrulup durmuştur. Kimi Saman Çöpleri toza toprağa karışıp yoğrulurken kimi Saman Çöpleri de kendilerini su üzerinde bulmuştur. Su, boyuna akıp giderken, üzerinde Saman Çöpleri’nin de sayısı artmıştır. Artmıştır artmasına ancak bu artışın getirdiği birlik/kalabalıklık onları her zaman birlik içerisinde ve oldukları yerde tutamamıştır. Kimi Saman Çöpleri akan suyun üzerinde yüzmüş, kimi Saman Çöpleri...