Ana içeriğe atla

KALABALIK - MAHMUT KARAHAN


Bir daha geçiyordu,
Ürkek adımlarıyla gecelerimden.
Bir olay örgüsünün,
İçerisindeydim sanki yine.
Sokak lambalarının altında,
Kaldırım taşlarını yalnızlıktan kurtardığını,
İnceden bir sızıya benzeyen saçlarının,
Gözlerini kapattığını söylemeliydim.
Ellerine dokunamazdım belki ama,
Kalbine misafir olmak istediğimi,
Yağmur damlaları camlara olan öfkesini hissettirirken,
Hissettirmeliydim.
Hem sonra,
Elleri de üşüyor gibiydi.
İçinin ayazında yaşıyordu hayatını.
Saçları caddeler kadar ıslak,
Göz altları,
Uykuyu özleyecek kadar bitap..
Bitsin istiyordu sanki bazı şeyler,
Gitmeler..
Gittiği yerlerdeki bitmeyen geceler.
Hasta olmak üzereydi.
Ceketimi versem,
Alır mıydı?
Yoksa,
Üşümediğine dair bir yalan uydurup
Bizi yalnızlığından savar mıydı ?
Cesaretimi toplamalıydım.
Pardon,
Bakar mısınız?
Ceketim düşlerim kadar omuzlarımda ağırlık,
Alır mısınız?
Düşleriniz size kalsın bayım,
Benim düşlerim
Zaten yeterince kalabalık.


Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

RASİM ÖZDENÖREN DENEMELERİNİN GENÇ OKURA ETKİSİ ÜZERİNE-ASIM GÜLTEKİN

Rasim Özdenören’in kitaplarıyla ilk karşılaştığımda (1991) 16 yaşındaydım. Denemeleriyle karşılaştım ilk önce,  Müslümanca Yaşamak’ ı ya da  Kafa Karıştıran Kelimeler ’i okumuştum evvela. Ve ardından diğerleri... Zihnimde muhteşem bir etki yapmıştı Özdenören’in yaklaşımı. O deve-iğne misalini hâlâ unutmamışımdır. Allah’ın her şeye kâdir oluşunun gündelik hayata yansıyış şekli üzerinde anlaşamayan iki adam vardır misalde. Biri “Allah deveyi iğnenin deliğinden bile geçirir. Bunu iğne deliğini büyülterek yapar.” derken öbürü; “Elbette Allah her şeye kâdirdir, ama bu işi deveyi küçülterek yapar.” demektedir. Rasim Özdenören ise bu iki yaklaşımdaki tehlikeye dikkat çekerek iki yaklaşımda da insanın kendini merkeze almaya, kendini tanrılaştırmaya çalışmasından izler bulunduğunu söylemektedir. Onu okumakla bir şeyi fark etmiştim. Modern çağda yaşayan bir Müslümanın kendisini kuşatan kirli modern düşünüş tarzlarını fark etmesi son derece zorlaşmıştır ve çoğunluğun düştüğü bu d...