Ana içeriğe atla

PINARBAŞI GURBETLERİ - SAMİ MERCİMEK


Kaç keklik havalandı şu pınar başında
Elim tüfekte Allah’ım
Sorarım,
Dili olsaydı gökyüzü,
Susar mıydı yetim yıldızların gevezeliğine?
Kahverengi dallarını yüceltince bir çınar,
Toprağın kokusu dolanınca çalılar adedince,
Dalgalanır mıydı bir dervişin genzinde,
Benim sana olan yalnızlığım kadar.

Kilitli kapılar ile ikiz yaratınca yüreği,
Zaman nasıl ki bela demişti,
Nasıl girmişti bu anahtar deliğine,
Ayrılıkların aydınlattığı yoldan,
Nasıl varılırdı ki ey Rabbim
Kentinin kenar köşelerine,
Deliliğe,
Ne güzel bakışları ve en güzel gülüşleri,
Bahşettiğini söylememiş miydi hiç kullarından biri
Peki ya bilmem kaç yüz bin kez,
Kaç kulunda dirilttin ki bu suali
Ademin sırtından bu ana damıtarak.

Terli ensesine rüzgâr değende bir ırgat,
Nasıl ki esenlik dolar içi,
Hilkat ile dolan yüreğin hüznüne,
Öyle dokunursun Rabbim,
Çamura batmış çizmelerim,
Elimse tüfekte,
Keklik vurmaya yaramaz bu dünya,
Ama sorarım,
Aynı sualin kundağında,
Kaç kulun yalvardı sana,
Şu pınar başında...


Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

SEBEP - İLKER SONER

Öncesi olmadı yokun Sen bir yokluk kavurdun Üfledin çıkan dumana Dağıldı kokusu dünyamızda. Nedir bu his alaca Nefesin mi Yoksa Yok mu  Kalır burnumuzda. Şimdi Ne sebeptir  Ne sebep olamaz İntiharımıza...  

HAKİKATLERİN ACI EŞİĞİ - İLTÜZER OKAN

Hayatımızda doğruluk adı altında yaşadığımız her ne varsa, tamamının sınırında durulan bir nokta vardır: Hakikat... Çok basittir ama çoğu zaman basit diye dikkate alınmayan bu hassas nokta, ‘acı eşiğinin’ zorlandığı an onunla yüzleşmek zorunda kalınır. Bu yüzleşme kimi zaman hakikatin kendisiyledir, kimi zaman ise sadece acısıyladır. Reis Bey (Hâkim)... Hakikatin hem kendisiyle hem de acısıyla yüzleşen adam. Duruşma esnasında kullandığı “ Suç her zaman edebiyata muhtaçtır. Siz kupkuru hakikate cevap veriniz! ” cümlesi, onun hayata bakışının, kendi gözünde doğru olduğuna inandığı gerçeklerinin bir ifadesini verir. Fakat her gerçek doğru mudur? Bu soruyu kendi elleriyle yazdığı mahkeme defteri yanıtlar: Hakikati biliyor, fakat hakikatle çelişse bile kendi doğrusunu uyguluyordu. Yargıladığı bir genci suçlu olduğuna inanmadığı halde idama mahkûm etmişti. Kendince doğru olanı yapmıştı ve bunu “ Mahkum ettiğim o değil, mücerret fiildir... Varsın, bir kötünün bürünmesi ihtimali olan masu