İçimdeki Çocuklayım Bugün;
Başımı alıp gittiğim, yalnızca bir sitemle kaybolmak..
Kayıp olduğum düşünülen, eksikliğimin kalın fırtınası hissedilen, korktuklarında ortaya çıkan mizgin misali..
İçimdeki Çocuklayım Bugün;
Ağır ağır damlayan, kuş tüyü kadar narin, iri ve yumuşacık kar taneleri gibi eriyip, biriktiriyorum düşlerde..
Deli nehir gibi; hırçın, coşkulu, salınıp duruyorum..
Küçüğüm!
Hayatı ıskaladığım, zorluklara dil çıkardığım, gün batımına mektup yolladığım düşlerin faslıyım bugün...
Masum günahların, içimdeki çocuk yasağının, sersemletici etkisiyle alengirliyim bugün..
Bir hatıram bin ayıbını örterken, coşkun denizlerin bekçisi, cümbüşle dans eden bulutların habercisiyim..
İçimdeki Çocuklayım Bugün;
Oradan oraya sürüklenen, kurumaya yüz tutmuş yaprakların mevsimi...
Sonbahardan başka mevsimlerin artık olmadığı çocuğum..
Velhasıl!
Evren; başımın üstünde olduğu yeri, gafil avladı..
Dilerim günün birinde; aklımın, başımla sürtüştüğü ve karton kağıtlara çizilen çocuk olurum..
Çocukluğumla buluşmalarımda, yüzümün güldüğü bir o kadar ayrılıklarımın da hüznümün mevsimlik çarşafa büründüğü klişe yalnızlığım..
Çaresizliğe tanık olduğum, dağların fısıldaştığı yollara uykuyla daldığım, pazar sabahlarının meczup ettiği, kıkırdamaların dansıyla depreştiği günün özetiyim..
İçimdeki gardiyanın masumiyeti karanlığa karıştı.
Hergele hüznün yolculuğuma dâhil olduğu, uykusuzluğun, uyanık darbeleri...
Ben; çocuk olmak dışında zamanın seyir defteriyim!
Bir tutam hüzün,
2 dal sevinç,
Bir kaşık merhamet,
2 avuç dolusu hayal,
Bir yudum coşku,
Eşittir:
İçimdeki çocukla ‘öldüm’ bugün...
Yorumlar
Yorum Gönder